Hindistan`ın Tarım Politikaları, Dünya Genelinde Gıda İsyanlarını Tetikleyebilir mi?
Dünya genelinde gıda fiyatlarındaki artışlar, Hindistan’ın pirinç ve buğday gibi temel tahılların ihracatına getirdiği kısıtlamalarla daha da derinleşiyor. Ülkenin, iç siyasi ve hava durumu faktörleriyle birleşen bu kararlarının, küresel gıda tedarik zincirlerine olan etkisi giderek büyüyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, Karadeniz tahıl girişiminden çekilme kararı, El Nino’nun olumsuz hava koşulları ve Hindistan iç siyaseti, dünya genelinde gıda tahıl tedarikini olumsuz etkileyen üç büyük felaketi tetikledi. Hindistan, bu zorlu dönemde, gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesinde gıda fiyatlarında yaşanacak belirsizlikten endişe duyarak çoğu pirinç ve buğday türünün ihracatını yasakladı veya vergilendirdi.
Hindistan’ın bu kararı, küresel pirinç ticaretinin yaklaşık %40’ını temsil eden bir ülke olarak, dünya genelinde gıda fiyatlarını artırmış durumda. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre, pirinç fiyatları, bu yılın eylül ayında 2022’ye göre %28 daha yüksek seviyeye ulaştı.
Ancak, Hindistan’ın aldığı bu kararın en çok etkilediği bölgelerden biri Sahra altı Afrika. Hindistan’dan büyük miktarda pirinç ithal eden bu ülkeler, yaşanan fiyat artışları nedeniyle enflasyonla mücadele ediyorlar. Özellikle Nijerya’da enflasyon %25’in üzerine çıkarken, Gana’da aylardır %40’ın üzerinde seyrediyor.
Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü, Hindistan’ın aldığı bu tür kararların, 2007-08’deki gıda krizi gibi, gıda isyanlarına ve ekonomik gerilemelere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Gelişmekte olan ülkelerin büyük gıda ithalatçıları, yüksek fiyatlar nedeniyle yoksulluk oranlarında artış yaşayabilir ve kalkınma süreçleri sekteye uğrayabilir.
Hindistan’ın bu ihracat kısıtlamalarının yanı sıra, benzer adımları atan diğer ülkeler arasında Vietnam, Arjantin, Pakistan, Türkiye ve Çin de bulunuyor. Ancak, Hindistan’ın pirinç pazarındaki ağırlığı göz önüne alındığında, ülkenin bu konuda daha büyük bir sorumluluk taşıdığı belirtiliyor.
Hükümet, yerli tüketicilere yönelik şeffaf destek kontrollerini tercih etse de, bu politikaların en çok çiftçileri etkilediği gözlemleniyor. Yüksek fiyat dönemlerinde dünya pazarına satış yapma imkanlarından mahrum kalan çiftçiler, ekonomik olarak zorlu bir dönemle karşı karşıya kalıyor.
Hindistan, kendisini dünya genelinde bir lider olarak konumlandırmayı amaçlıyor ve ticarette sorumlu bir aktör olma taahhüdünde bulunuyor. Ancak, bu hedeflere ulaşmak için daha fazla çaba sarfetmesi ve gelişmekte olan ülkelerle empati kurma konusundaki taahhütlerini daha etkin bir şekilde yerine getirmesi gerekiyor.