Hedeflenen Erozyon Yönetimi ile Ekilebilir Toprakların Korunması
Gıdamızın temel kaynağı olan ekilebilir topraklar, hava olaylarından kaynaklı risklerle karşı karşıya. Leibniz Tarımsal Peyzaj Araştırma Merkezi (ZALF) ve Bavyera Eyaleti Tarım Araştırma Merkezi (LfL) işbirliğiyle gerçekleştirilen bir araştırma projesi, çiftçilere yardımcı olacak önemli bir adım atıyor. Proje, erozyon riski taşıyan bölgeleri tespit ederek koruyucu önlemlerin etkin uygulanması için erozyon haritaları hazırlıyor. Bu sayede tarım sektörü ve biyoçeşitlilik korunacak.
Son zamanlarda Lambert Fırtınası gibi şiddetli yağışlar, çiftçiler için büyük bir sorun oluşturuyor. Tarlalar sular altında kalıyor ve verimli üst tabaka kolayca sürüklenip götürülüyor. Sadece hasat değil, aynı zamanda su yollarının da kirlenmesine ve balık ölümlerine neden olabilen toprak aşınması ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bu sorunun üstesinden gelmek ve çiftçilerin hem hasatlarını koruyabilmelerini hem de çevredeki biyolojik çeşitliliği koruyabilmelerini sağlamak için ne tür önlemler alınabilir?
EROSPOT projesi, bir yıllık bir araştırma sonucunda çiftçilere ve danışmanlara toprak erozyonunu ve yüzey sularına akıntıyı azaltmaya yönelik planlamalara ve önlemlere yardımcı olacak yüksek çözünürlüklü erozyon haritaları sunuyor. Temel hedef, erozyona yatkın alanları tespit etmek ve burada erozyon kontrol önlemleri uygulamaktır. ZALF proje lideri Profesör Sonoko Bellingrath-Kimura, “EROSPOT, erozyonla mücadelede acil eylemlerin gerektiği yerleri kolayca görmemizi sağlayan bir harita üretmek için en son jeo-bilgi teknolojilerini kullanıyor” diyor.
Proje kapsamında düşünülen önlemler arasında, erozyonu azaltacak yeşil şeritler, çiçek şeritleri ve su akışını keserek koruyucu etki yaratan “böcek bankaları” yer alıyor. Bu önlemler, toprağın uzun vadede korunmasını ve yüzey suyunun kalitesinin artmasını amaçlıyor. Dijitalleşme sayesinde biyoçeşitlilik ve ekosistemler de teşvik ediliyor, bu da DAKIS projesi tarafından desteklenen EROSPOT’un temel hedeflerinden birini yerine getiriyor.
Projenin odak noktası, çiftçilere ek yük getirmemek ve önlemleri mevcut tarım pratikleriyle uyumlu hale getirmektir. Proje koordinatörü ve veri işlemenin irtibat kişisi Marvin Melzer, “Ekonomik düşünmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Her ekstra traktör sürüşü zaman ve para kaybına neden oluyor. Bu nedenle, önlemler mümkün olduğunca kolaylıkla uygulanabilir olmalıdır” şeklinde açıklıyor. Bu hedefe ulaşmak için, proje ekibi, veri setini eğimle birlikte şerit analizini de içerecek şekilde genişletmeyi planlıyor.
Böylece, çiftçiler erozyonu azaltmak için traktör sürüş yönlerini değiştirme veya yeşil alanları tarlaya en uygun şekilde entegre etme konusunda daha iyi bilgi sahibi olacaklar. Önerilen önlemleri GPS kontrollü traktörlerine aktararak araziyi hedefe yönelik bir şekilde yönetebilecekler. Gelecekte, erozyon haritasında alınan önlemlerin başarısını da izleyebilecekler.
Şu anda, münferit bölgelerdeki erozyon haritaları, üç boyutlu bir web uygulamasında görüntülenebiliyor. Proje, veri setini bu yılın sonuna kadar tüm Bavyera eyaletini kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyor. Münferit bölgelere ilişkin veriler halihazırda talep üzerine temin edilebiliyor. Uzun vadede, erozyona yatkın tarım arazilerine ilişkin verilere Almanya genelinde ücretsiz olarak erişilebilir olması hedefleniyor.
Bu araştırma ve önlemler sayesinde çiftçiler, erozyonla mücadelede daha etkili ve çevre dostu yöntemlerle ekilebilir toprakları koruma yolunda büyük adımlar atacaklar. Böylece, gelecek nesillere verimli ve sağlıklı topraklar bırakarak tarımın sürdürülebilirliğini sağlayacaklar.