İngiltere, Yapay Zeka Zirvesiyle Teknoloji Gündemine Damga Vuracak

Dünya, Yapay Zekanın hızla ilerlemesinin getirdiği zorluklar ve fırsatlarla boğuşurken, Birleşik Krallık’ın Yapay Zeka güvenliği konusundaki ilk büyük küresel zirveye ev sahipliği yapacağı Başbakan tarafından açıklandı.

Felçli insanların yürümesini sağlamaktan, süper böcek öldürücü antibiyotiklerin keşfine kadar, yapay zekanın sağladığı atılımlar hayatımızı iyileştirmeye devam ediyor. Ancak AI’nin gelişimi olağanüstü hızlı ilerliyor ve bu değişim hızı çevik bir liderlik gerektiriyor. İşte bu nedenle Birleşik Krallık harekete geçiyor, çünkü bu teknolojinin güvenli ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesini ve benimsenmesini sağlamak gibi küresel bir görevimiz var.

Geçen hafta onlarca önde gelen uzman, yapay zekanın insanlığı salgın hastalıklar veya nükleer silahlara benzer şekilde tehlikeye atma potansiyeli konusunda uyarıda bulundu.

Başbakan bugün Washington DC’de, benzer düşünen müttefiklerin ve şirketlerin AI’nin güvenli ve güvenilir bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamak üzere uluslararası bir çerçeve geliştirmek için çalışmalarının önemini vurgulayacak.

Bu sonbaharda Birleşik Krallık’ın ev sahipliğinde düzenlenecek olan zirvede, sınır sistemleri de dahil olmak üzere AI’nin riskleri ele alınacak ve uluslararası koordineli eylem yoluyla bunların nasıl azaltılabileceği tartışılacak. Ayrıca, ülkelerin bu riskleri azaltmak için ortak bir yaklaşım geliştirme konusunda birlikte çalışmaları için bir platform sağlayacaktır.

Geçtiğimiz haftalarda Başbakan bu konuyu bir dizi iş adamı ve dünya lideriyle görüştü. Geçen ay Hiroşima Zirvesinde bu konuda ortak bir yaklaşım benimseme arzusunda birleşen G7’nin tüm üyeleri de buna dahildir.

Mayıs ayında Başbakan ayrıca en gelişmiş üç öncü AI laboratuarı olan OpenAI, DeepMind ve Anthropic’in CEO’larıyla Downing Street’te bir araya geldi ve Bilim, İnovasyon ve Teknolojiden sorumlu Devlet Bakanı da üst düzey YZ liderleriyle bir yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptı. YZ güvenlik zirvesindeki çalışmalar, G7, OECD ve YZ Küresel Ortaklığı’ndaki son tartışmalar üzerine inşa edilecek.

Temmuz ayında Dışişleri Bakanı ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nde uluslararası barış ve güvenlik için Yapay Zekanın fırsatları ve riskleri konusunda ilk brifingi düzenleyecek.

Birleşik Krallık, yapay zekânın geleceğine ilişkin tartışmaları düzenlemek için iyi bir konuma sahiptir. Birleşik Krallık, ABD ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alarak yapay zeka alanında dünya lideridir. AI sektörümüz halihazırda Birleşik Krallık ekonomisine 3,7 milyar £ katkıda bulunmakta ve ülke genelinde 50.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

AB’den ayrılmamız, hızla değişen bu pazara yanıt olarak daha hızlı ve çevik hareket etmemizi de sağlıyor. Birleşik Krallık, yapay zekanın güvenli ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesi için bu teknolojideki ilerlemelerin hızına uyum sağlayacak bir plan ortaya koyan ilk lider ülkelerden biri oldu. Birleşik Krallık, 100 milyon sterlinlik fonla desteklenen yeni nesil güvenli yapay zekanın oluşturulmasına ve benimsenmesine yardımcı olmak için uzman bir görev gücü oluşturdu ve Birleşik Krallık’ta exascale süper bilgisayar da dahil olmak üzere bilgi işlem kapasitesini geliştirmek için 900 milyon sterlin harcama taahhüdünde bulundu.

Başbakan şunları söyledi:

AI hayatlarımızı daha iyi hale getirmek için inanılmaz bir potansiyele sahip. Ancak bunun güvenli ve emniyetli bir şekilde geliştirildiğinden ve kullanıldığından emin olmamız gerekiyor.

Tarih boyunca defalarca paradigma değiştiren yeni teknolojiler icat ettik ve bunları insanlığın iyiliği için kullandık. Yine yapmamız gereken şey bu.

Hiçbir ülke bunu tek başına yapamaz. Bu küresel bir çaba gerektirecek. Ancak engin uzmanlığımız ve açık, demokratik bir uluslararası sisteme olan bağlılığımızla Birleşik Krallık, müttefiklerimizle birlikte bu yolda öncülük edecektir.

Geçtiğimiz ay OpenAI ve Anthropic Londra’da ofis açmış, OpenAI İngiltere’deki Faculty firmasını teknik entegrasyon ortağı olarak atamış ve Google Deepmind’ın, merkezi King’s Cross’ta bulunan Demis Hassabis liderliğinde genişlediğini duyurmuştu.

Google DeepMind CEO’su ve Kurucu Ortağı Demis Hassabis şunları söyledi:

Yapay zeka dünya için inanılmaz fırsatlar ve aynı zamanda zorluklar getiriyor ve bu teknolojinin herkesin yararına güvenli ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesini sağlamak için uluslararası işbirliği şart.

AI Güvenliği Küresel Zirvesi, hükümet, endüstri, akademi ve sivil toplumu bir araya getirmede kritik bir rol oynayacak ve bu çabaların başarılı olmasına yardımcı olmak için Birleşik Krallık Hükümeti ile yakın bir şekilde çalışmayı dört gözle bekliyoruz.

Anthropic CEO’su ve Kurucu Ortağı Dario Amodei şunları söyledi:

Yapay zekayı güvenli hale getirmemiz son derece önemli. Hâlâ yapılması gereken muazzam miktarda iş var. Bu nedenle, cevaplar bulmak ve akıllı konuşmalar yapmak için dünyayı bir araya getirdiği için Başbakan’ı takdir ediyoruz.

Birleşik Krallık’ın yapay zeka uzmanlığının gücünü kabul eden ABD’li teknoloji devi Palantir de bugün Birleşik Krallık’ı yapay zeka geliştirme alanında Avrupa’daki yeni merkezi haline getireceğini duyurdu. Halihazırda Birleşik Krallık’ta 800’den fazla çalışanı bulunan Palantir, dünyanın en kritik kurum ve kuruluşlarına veri işleme için temel mimari sağlıyor.

Palantir Technologies Inc. kurucu ortağı ve İcra Kurulu Başkanı ve Palantir Savunma Politikası ve Uluslararası İlişkiler Vakfı Başkanı Alexander C. Karp şunları söyledi;

Kurumların yapay zekanın ve özellikle de büyük dil modellerinin son gelişmelerini etkin bir şekilde yakalama becerisi, hangi kuruluşların başarılı olacağını ve nihayetinde uzun vadede hayatta kalacağını belirleyecektir.

Küresel işgücümüzün yaklaşık dörtte birini istihdam ettiğimiz Birleşik Krallık ile ortaklığımızı genişletmekten gurur duyuyoruz. Londra, dünyanın en iyi yazılım mühendisliği yetenekleri için bir cazibe merkezi ve mevcut en etkili ve etik yapay zekâ yazılım çözümlerini geliştirmek için Avrupa’daki çabalarımızın merkezi olarak doğal bir seçim.

Başbakan bugün Beyaz Saray’da Başkan Biden ile bir araya gelerek İngiltere-ABD ilişkileri, özellikle de ekonomilerimizi güçlendirmek ve geleceğin teknolojilerinde ortak liderliğimizi pekiştirmek için birlikte nasıl çalışabileceğimiz konusunda geniş kapsamlı görüşmelerde bulunacak.

Birleşik Krallık ve ABD, dünyada 1 trilyon dolardan fazla değere sahip teknoloji endüstrisine sahip üç ülkeden ikisidir. Bu kısmen üniversitelerimizin ve araştırma kurumlarımızın gücü sayesinde gerçekleşmiştir – ülkelerimiz dünyanın en iyi 10 araştırma üniversitesinden 7’sine ev sahipliği yapmaktadır.

Başbakan ayrıca Birleşik Krallık ve ABD üniversitelerinde lisansüstü eğitim ve araştırma yapan öğrencilere Birleşik Krallık Hükümeti tarafından sağlanan burs sayısındaki artışı da açıklayarak STEM alanındaki ortak uzmanlığımızı arttıracak.

Bugün açıklanan burs artışı kapsamında Marshall burslarının sayısı %25 artarak yılda 50 kontenjana yükselecek. Marshall programı 70 yıl önce yüksek potansiyelli Amerikalılara Birleşik Krallık’ta iki yıl eğitim alma fırsatı vermek üzere kurulmuştur. Programın mezunları arasında iki Yüksek Mahkeme Yargıcı, Dolby Labs ve LinkedIn gibi şirketlerin kurucuları ve bir Nobel Ödülü sahibi bulunuyor.

Birleşik Krallık ayrıca halihazırda finanse edilen 25 Fulbright bursuna ek olarak yılda beş yeni Fulbright bursunu daha finanse edecek. Fulbright programı ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri tarafından finanse edilmekte ve uluslararası öğrencilerin ABD’de eğitim görmelerine destek olmaktadır. Programın başladığı 1948 yılından bu yana yaklaşık 15,000 İngiliz vatandaşı Fulbright burslarıyla ABD’de eğitim görmüştür.

Bu yeni burslar STEM ile ilgili konulara odaklanacak ve geleceğin teknolojileri konusunda Birleşik Krallık ve ABD’nin ortak uzmanlığını artıracak.

Microsoft İngiltere Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Hugh Milward şunları söyledi:

Yapay zekanın bize sunduğu fırsat, toplumun en büyük sorunlarından bazılarının çözümüne temelden yardımcı olabilir. Ancak Başbakan’ın önerdiği türden çok taraflı bir anlaşmanın güven yaratmaya yardımcı olması ve yapay zekanın sunduğu zorlukları ele alması gerekecektir.

Faculty CEO’su Dr. Marc Warner şunları söyledi:

Bu teknolojinin potansiyeli nefes kesici ancak önce insan ve güvenli bir şekilde kullanıma sunulduğundan emin olmamız gerekiyor.

Bunun için teknolojik liderlik ve uluslararası işbirliğini teşvik etme becerisi gerekiyor; Birleşik Krallık bu iki beceriyi de mükemmel bir şekilde sağlayabilecek konumda.