Silaha Dönüşen Tahılda Türkiye’nin Kilit Rolü
Dünyanın en önemli sorunlarından birisi açlık ve yoksulluk. Gıda güvenliği ve beslenme sorunu her geçen gün ağırlaşıyor. Bu da dünyada tarım ve gıdanın önemini daha da artırıyor. Özellikle tahılın önemi her geçen gün daha da anlaşılmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) verilerine göre, Covid-19 öncesi yani 2019’da 613 milyon kişi açlık yaşarken pandemi sonrasında açlık çekenlerin sayısı 735 milyona ulaştı.
Birleşmiş Milletler’in geçtiğimiz Temmuz ayında yayınlanan “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Son Durumu” raporuna göre Covid 19 salgınının başladığı 2019’dan bu yana dünyada 122 milyon daha fazla insan açlıkla karşı karşıya kaldı.
Rapora göre, 2,4 milyar kişi küresel nüfusun yaklaşık yüzde 29,6’sı, orta veya şiddetli gıda güvensizliği yaşaması nedeniyle gıdaya sürekli erişemiyor. Bunların arasında yaklaşık 900 milyon kişi ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya.
Bu tablo dünyada gıdanın özellikle de tahılın önemini ortaya koyuyor. Bu nedenle tahıl ve genel anlamda gıda giderek bir silaha dönüşüyor. Ülkeler arasındaki gerginliklerde akla gelen ilk yaptırım gıda ambargosu oluyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta da tahıl konusu ön plana çıktı.
Özellikle Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte tahıl bir silah gibi kullanılmaya başlandı. Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin çabaları ile açılan tahıl koridoru üzerindeki tartışmalarda aslında tahılın nasıl bir silaha dönüştüğü de bir kez daha görülmüş oldu.
Dünya tahıl ticaretinin en önemli merkezlerinden birisi Rusya, Ukrayna ve Kazakistan’ın bulunduğu Karadeniz bölgesi. Bu bölgedeki kilit konumundaki ülke ise Türkiye. Karadeniz tahılının dünyaya ulaşmasında İstanbul ve Çanakkale Boğazı kilit rol oynuyor. Rusya Ukrayna savaşı öncesinde bu iki ülkenin ihraç ettiği tahılın yaklaşık yüzde 80’ni Türkiye’nin boğazlarından dünyaya ulaşıyordu.
Rusya ile Ukrayna savaşı başladıktan sonra savaş ve uygulanan ambargo nedeniyle durma noktasına gelen tahıl ticareti Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin çabaları ile 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanan Karadeniz Tahıl Anlaşması ile aşıldı. Bu anlaşma ile açılan Tahıl Koridoru’ndan ihracat başladı. Koridor, 17 Temmuz 2023 tarihi itibariyle Rusya’nın anlaşmadan çekilmesi ile kapandı. Tahıl Koridoru’nun yeniden açılması veya alternatif koridor açılması yönünde çalışmalar sürüyor.
Toplam 33 Milyon Ton Ürün Taşındı
Tahıl koridorundan 1 Ağustos 2022 tarihinden 17 Temmuz 2023 tarihine kadar toplam 1000 gemi ile 33 milyon ton tahıl ve bitkisel yağ taşındı. Taşınan tahılın yüzde 50’den fazlasını mısır, yüzde 30’unu buğday, yüzde 4’ünü arpa, yüzde 4’ünü soya, yüzde 3’ünü ayçiçeği ve ayçiçeği yağı oluşturdu.
Koridordan ihraç edilen toplam tahılın yüzde 40’ı Avrupa’ya, yüzde 30’u Asya’ya, yüzde 13’ü Türkiye’ye, yüzde 12’si Afrika’ya ve yüzde 5’i Orta Doğu ülkelerine taşındı.
Ülke bazında bakıldığında ise Haziran sonu itibariyle en fazla ürün alan ülke 5 milyon 964 bin ton ile Çin olurken, ikinci sırada 5 milyon 858 bin ton ile İspanya, üçüncü sırada ise 2 milyon 980 bin ton ile Türkiye oldu. Rusya Federasyonu 17 Temmuz 2023 tarihi itibariyle tahıl koridorundan çekildiğini, anlaşmanın sona erdiğini ilan etti. Rusya’nın anlaşmadan çekilme gerekçesi, anlaşmanın sadece Ukrayna’nın istediği şekilde yürüdüğü, Rusya’nın taleplerinin yerine getirilmediği yönünde oldu.
Tahıl Koridoru Dünyayı İkiye Böldü
Tahıl koridorunun kapanması ile dünya adeta iki kutuplu hale geldi. Amerika’nın başını çektiği batılı ülkeler Ukrayna tahılını dünyadaki açlığa çare olarak göstererek Rusya üzerinde yoğun baskı kuruyor. Alternatif koridor açılması için çaba gösteriyor.
Rusya ise tahıl koridoru ile ihraç edilen buğday, mısır başta olmak üzere tahılların yoksul ve açlık çeken ülkelere değil zengin ülkelere gittiğini bu nedenle tahıl koridorunun devamına karşı çıkıyor. Rusya, Katar ve Türkiye ile işbirliği yaparak alternatif bir koridor oluşturmaya çalışıyor. Bu iki kutup iki ayrı tahıl koridoru üzerine çalışıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önerisi 1 milyon ton tahılın Katar’ın desteği ile Türkiye’ye ihraç edilmesi ve işlendikten sonra yoksul, açlık çeken Afrika ülkelerine gönderilmesi. Hafta başında 4 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Putin’in Soçi’deki görüşmesinde tahıl koridoru bir kez daha gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir yandan mevcut tahıl koridorunun yani Ukrayna’nın da dahil olduğu koridorun açılmasından yana tavır sergilerken bir yandan da Rusya’nın önerisine de sıcak baktığını ve 1 milyon ton pahalı işleyerek Afrika’ya açlık çeken ülkelere gönderilebileceğini açıkladı.
Erdoğan, Putin’i İkna Edemedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin temel nedeni tahıl koridoru anlaşmasını uzatmaktı. Bu görüşmeden iki gün önce iki ülke dış işleri bakanları bu konuyu görüşmüştü. Türkiye, tahıl koridoru anlaşmasının uzatılmasını isterken, Rusya, yeni bir koridor önerisiyle masaya geldi. Katar’ın desteği ile 1 milyon ton Rus buğdayı Türkiye’ye getirilecek ve işlendikten sonra açlık çeken ülkelere gönderilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tahıl koridorunun uzatılması konusunda istediğini alamadı. Çünkü, Putin’i ikna edemedi. Erdoğan konuşmasında da aslında buna vurgu yaptı. Rusya’nın yani Putin’in tahıl koridorunun zengin ülkelere yaradığına ilişkin görüşünü tekrarlayan Erdoğan, Ukrayna’nın da tavrını yumuşatması ve uzlaşmacı olması gerektiğini ifade etti.
Sonuç olarak Erdoğan, tahıl anlaşmasının devamı konusunda başarısız oldu ve Rusya’dan eli boş döndü. Şimdilik tahıl koridoru açılamadı.
Tuna Nehri Alternatif Olur Mu?
Tahıl koridorunun kapanmasıyla birlikte Ukrayna alternatif olarak Tuna Nehri ve Romanya üzerinden tahıl ihracatını yapmaya çalışıyor. Tuna’nın derinlik sınırlaması nedeniyle tahıl sevkiyatı ticareti büyük gemiler yerine küçük tonajlı gemilerle yapılabiliyor. Bu durumda da taşıma maliyetleri, navlun ücretleri artıyor. Ancak ihracat bir şekilde yapılıyor. Ancak Ukrayna politik olarak da tahıl koridorunun açılmasını istiyor ve bunu Rusya üzerinde bir baskı aracı olarak da kullanıyor. Rusya ise, Ukrayna’nın alternatif ihracat seçeneklerini ortadan kaldırmak için Tuna Nehri’nde olduğu gibi saldırılarda bulunuyor. Birleşmiş Milletler de tahıl koridorunun yeniden açılması için yoğun çaba gösteriyor. Çünkü Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ( FAO)’ne göre tahıl koridorunun açılmaması gıda fiyatları üzerinde yoğun bir baskı oluşturacak ve fiyatlar artacak. Fiyatlar arttığında ise sadece açlık çeken ülkeler değil dünyada birçok kesim olumsuz etkilenecek. Yoksullar gıdaya erişemeyecek.
Rusya ve Ukrayna tahılının alternatifi Kanada, Avustralya gibi ülkeler olabilir. Avustralya’da kuraklık nedeniyle üretimde yüzde 34 düşüş var. Kanada ve Avustralya’dan tahılı Kuzey Afrika ülkelerine taşımanın maliyeti de çok yüksek. Bu da yine fiyatları artıracak bir unsur. Bu nedenle Birleşmiş milletler tahıl Koridoru’nun açılmasını istiyor.
Türkiye’nin Avantajları
Konumu itibariyle Türkiye, dünya tahıl ticaretinin özellikle de buğday ticaretinin yoğunlaştığı Karadeniz Havzası’nın geçiş noktasında. Ukrayna, Rusya ve Kazakistan buğdayının dünyaya ulaşması büyük ölçüde Türkiye üzerinden sağlanabiliyor. Türkiye’nin İstanbul ve Çanakkale Boğazı dünya tahıl ticaretinde kilit noktada. Bu avantajı değerlendirmesi durumunda, Türkiye hem politik hem de ekonomik olarak gücünü artırmış olur.
Türkiye tahıl ticaretindeki kilit rolünün yanı sıra dünya un ihracatında ise ilk sırada yer alıyor. Un ihracatında kullandığı buğdayın neredeyse tamamını Rusya ve Ukrayna’dan alan Türkiye, un ihracatının büyük bölümünü de Afrika ülkelerine yapıyor. Aynı zamanda makarna ihracatında İtalya’dan sonra ikinci sırada olan Türkiye makarnayı da Afrika ve Ortadoğu ülkelerine ihraç ediyor.
Savaş döneminde bir kez daha görüldü ki kritik nokta olarak kabul edilen Türkiye, boğazlarla ilgili bir sıkıntı yaşadığında aslında Rusya ve Ukrayna tahılının taşınması da her zaman ciddi sorunla karşı karşıya kalacak demektir.
Bütün bu gelişmeler aslında üretmek kadar o ürünün taşınması için lojistiğin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu yönüyle de Türkiye bu avantajı konumunu değerlendirebilir ve kendisi için avantaja dönüştürebilir. Rusya – Ukrayna savaşı başlamadan önce Rusya Ukrayna ve Kazakistan’daki buğday ve diğer tahılların yaklaşık yüzde 80’ni Türkiye’deki boğazlar üzerinden geçerek tüketilen ülkelere ulaşıyordu. Savaş sonrasında da Türkiye için yine bu avantajlı durum devam edecektir. Özetle, dünyada her geçen gün bir silaha dönüşen tahılda Türkiye önemli üretici ülke olmasının yanı sıra önemli bir konuma da sahip. Bu konumunu iyi değerlendirdiğinde Türkiye Karadeniz’in tahıl üssü olabilir.