Dünyanın jeopolitik düzeni
newfoodmagazine.com’dan Prof. Chris Elliott, jeopolitik ortamında mevcut gıda sistemini nasıl etkileyeceğini ele alan bir yazı yazdı.
Son yıllarda küresel gıda güvencesi konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde artan tartışmalar ve endişeler söz konusu. İklim krizinin giderek artan etkileri daha iyi anlaşılmakta ve herkes için güvenli ve besleyici gıda sağlama çabaları üzerindeki etkilerine ilişkin önemli çalışmalar yapılmakta.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin dünya gıda tedarik sisteminde yol açtığı şoklar pek çok yerde, ama özellikle de insani yardıma bağımlı olan dünyanın en yoksul ülkelerinde büyük hasara yol açtı. Prof. Chris Elliott’a göre endişe duyulması gereken üçüncü büyük faktör ise küreselleşme karşıtı hareket.
Gıda güvencesinde çok konuşulmayan, ancak etkili bir unsur: BRICS
Prof. Elliott, BRICS’ın (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) oldukça büyük ve pek gündeme gelmeyen dördüncü bir faktör olduğunu öne sürüyor. 2018 itibariyle BRICS’in brüt tarımsal üretimi, dünya nüfusunun yalnızca %40’ını kapsamasına rağmen, dünya toplamının %50’sinden fazlasını oluşturuyor.
Bir ticaret bloğu olarak gıda güvenliğini bir bütün olarak gerçekleştirdi. Ancak kendine yeterlilik oranı ülkeler arasında ve farklı gıda türleri için değişiyor. Bir başka önemli gerçek de BRICS ülkelerinin pek çok farklı türde gıda üretiyor olması ve BRIC ülkeleri arasında ihracat ve ithalatın önemli ölçüde artacağı anlamına gelecek olan üst düzey ticaret anlaşmalarının yapılması için önemli bir çaba sarf ediliyor olması.
Çok yakın zamanda yapılan önemli bir duyuru BRICS üyelerinin İran, Suudi Arabistan, Mısır, Arjantin, BAE ve Etiyopya’nın da katılımıyla 11 ülkeye genişleyeceği yönündeydi.
BRICS+’nın küresel gıda güvenliği üzerinde giderek artan gücü ve etkisine yeterince dikkat edilmediğini söyleyen Prof. Elliott, bu gelişmenin ulusal gıda güvencesine yönelik stratejilerin geliştirilebilmesi için diğer üç önemli unsura eklemek gerektiği görüşünde.
Prof. Elliott, küresel gıda sistemindeki değişimin dört büyük itici gücü ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunu, bazı küresel bölgelerin hem olumlu hem de olumsuz şekillerde diğerlerinden çok daha fazla etkileneceğini aktardı.